2025, stratejik alışveriş yılı olacak: Cüzdanlar cepten kolay çıkmayacak

“`html

Özlem ERMİŞ BEYHAN

Euromonitor, 2024 yılında tüketici davranışlarının dinamiklerini ortaya koyan kapsamlı bir rapor yayımladı. Bu rapor, dünya genelindeki çeşitli araştırmaların verilerini temel alarak hazırlanmaktadır ve şirketlerin 2025 stratejilerini şekillendirmelerine yardımcı olacak önemli bilgiler sunmaktadır. Raporda, tüketici davranışındaki değişiklikler ve bu değişikliklerin satışları artırma yolları ele alınmaktadır. 2024’te etkili olacak tüketici davranış trendleri şu şekilde sıralanmaktadır:

TREND 1:

SAĞLIKLI YAŞAM AMAÇLARI

Tüketicilerin sağlıklı bir yaşam sürme arzusu giderek artmakta. İnsanlar, sağlıklı bir geleceğe yönelik hazırlıklar yaparken, bu amaç doğrultusunda tüketim alışkanlıklarını değiştiriyorlar. Sağlık bilincinin artmasıyla birlikte, koruyucu ürünlere olan talep de çoğalmaktadır. Rapor, markaların bu tüketici taleplerini karşılamak için yenilikçi çözümler geliştirmesi gerektiğini vurguluyor.

Bugünün tüketicileri, yalnızca daha uzun yaşama isteği taşımakla kalmayıp, aynı zamanda kaliteli bir yaşam sürmeyi hedeflemektedir. Araştırmalara göre, gelecekte insanların daha sağlıklı hale geleceğine dair inançları artmakta ve tüketim tercihlerini bu doğrultuda şekillendirmektedirler. Önleyici sağlık hizmetlerine olan talep yükseliyor; örneğin küresel vitamin satışlarının büyüyerek 2025 yılında 139,9 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Yaşlanan nüfus, teknolojik gelişmeler ve pandeminin kalıntıları bu trendi destekleyen faktörler arasında yer alıyor.

İnsanlar, tüm yaşam evrelerinde fiziksel ve ruhsal olarak iyi hissetmeyi arzuluyor. Kişiye özel takviyeler, fitness ve sağlıklı beslenme rutinleri yaşam tarzlarının vazgeçilmez bir parçası haline geliyor.

İyi yaşlanmak ve sağlığı en üst düzeye çıkarmak, tüketicilerin öncelikleri arasında yer alıyor. Euromonitor’un araştırması, bu alanın geleneksel sağlık hizmetlerinden daha geniş fırsatlar sunduğunu gözler önüne seriyor. Teknoloji ve tüketici odaklı ürünler geliştiren markaların bu trendi kaçırmamaları kritik önem taşıyor.

TREND 2:

CÜZDANLAR KOLAY AÇILMAYACAK

Euromonitor’un raporuna göre, 2024 yılında tüketicilerin en büyük beklentilerinden biri, alışverişte sağlanan katma değer olacak. Bu durum, cüzdanlardan para çıkarmanın daha dikkatli bir hale geleceği anlamına geliyor. Tüketiciler, alışveriş yapmadan önce mevcut ihtiyaçları ve gelecekteki taleplerini titizlikle değerlendirip önceliklendirecekler. 2025 yılı, stratejik alışveriş açısından belirleyici bir yıl olarak ön plana çıkıyor. Şirketlerin hedef kitlelerine sunduğu faydaları açıkça ifade etmeleri ve somut teşvikler sunmaları gerekecek.

BELİRSİZLİKLER DEVAM EDECEK

Uzun vadeli ekonomik belirsizliklerin etkisi, küresel enflasyondaki düşüşe rağmen hala hissediliyor. 2025 yılında belirsizliklerin sürmesi ve Türkiye gibi birçok ülkede enflasyonun kalıcı bir sorun olacağı öngörülüyor. Bu gelişmeler, tüketici harcama davranışlarını yeniden şekillendiriyor.

2024’te neredeyse yarısı, daha fazla birikim yapma arzusunu dile getirdi. Yaklaşık dörtte üçü ise önceden satın aldığı günlük ürünlerin fiyatlarının artmasından rahatsız olduğunu söylüyor.

Bu durum, yalnızca ucuz ürün arayışı ile sınırlı değil; tüketiciler, harcadıkları paranın karşılığını veren ürün ya da hizmetleri tercih etme yoluna gidiyorlar. Bu, onların satın alım sürecinde daha titiz bir araştırma yapmaları gerektiği anlamına geliyor. 2024 yılında tüketicilerin sadece yüzde 18’i ani kararlarla alışveriş yaptığını ifade etti.

GÜVENİLİR KATMA DEĞER DÖNEMİ

Güvenilir katma değer sunan markalar, bu alanda ön plana çıkacak. Kalite, işlevsellik, çok sayıda fayda ve uygun fiyat alım kararlarını etkileyen başlıca unsurlar arasında yer alıyor. Araştırma, sadece fiyatın düşük olmasının yanı sıra, ürünün bu fiyatı hak eder nitelikte olmasının da etkili olduğunu ortaya koyuyor. Son yıllarda ‘private label’ yani market markalarının pazar payının artması da bu trendin bir sonucu olarak görülüyor. Euromonitor, markalara müşteri sadakat programları geliştirmelerini ve mevcut müşteri portföylerini koruma yolları aramaları gerektiğini öneriyor. “Kesinlikle bir segmentasyon yaparak, ürünlerinizin müşteri taleplerini ne kadar karşıladığını tespit edin” ifadesi öne çıkıyor.

TREND 3:

EKOLOJİK SEÇİMLER

Tüketiciler, çevreye duyarlı ürün seçimlerine devam etmekte. Ancak Euromonitor’un araştırması, bu noktada daha pragmatik bir yaklaşımla seçim yapıldığını göstermekte. Yani tüketiciler, sürdürülebilirliğe önem veren ürünleri tercih etmeye devam etse de bu ürünün diğer ihtiyaçları da yerine getirmesi beklenmektedir. Sadece yeşil olmaları bir ürünün tercih edilmesi için yeterli değil. 2025’te etkili olacak trende göre markalar, çevreci ürünlerin yanı sıra pratik gereksinimleri de karşılamak zorunda kalacaklar.

Eko akıllı seçimler trendi, firmaların doğru hedef kitleye ulaşmasını ve etkili bir pazarlama stratejisi oluşturmasını gerektiriyor. Sürdürülebilirlik, artık yalnızca bir pazarlama unsuru değil, aynı zamanda büyümeyi destekleyen hayati bir ön koşul haline gelmiştir.

GERÇEKTEN YEŞİL Mİ?

Ekonomik durumlar son yıllarda tüketici taleplerini etkilese de, bu durum insanların çevre dostu ürünlerden uzaklaşmasını sağlamadı. 2024’te tüketicilerin yüzde 60’ı, satın alımları sırasında çevreye olumlu bir katkıda bulunmak istediklerini vurguladı.

Tüketicilerin neredeyse üçte ikisi, iklim değişikliğinden kaygı duymaktadır. Çevre bilinci artmakta, fakat yeşil ürünlere olan güven henüz yeterli seviyeye ulaşmamıştır. 2024’te tüketicilerin yüzde 52’si çevre dostu ürünlerin gerçekten yeşil olduğuna inandığını belirtti.

Bu gelişmeler, ‘greenwashing’ uygulamalarının artık geçerliliğini yitirdiğini, gerekli faydayı sağlayan ve fiyat performans dengesini sunan ürünlerin daha fazla tercih edileceğini gösteriyor. Araştırma, sürdürülebilir ürünlerle ilgili yeniliklerin artacağını öngörüyor.

TREND 4:

ODAKLANMA İHTİYACI

Tüketiciler, sürekli bildirimlerle ve pazarlama mesajlarıyla çevrelenmiş durumda. Mesaj kutuları ve e-posta kutuları dolup taşıyor; tüketiciler, ürün seçenekleri arasında kaybolmuş hissediyorlar. Bu kadar fazla alternatif karşısında doğru ürünü bulmakta zorlanan tüketiciler, seçim yaparken zaman kaybetmek istemiyor. Bu durum, 2025 yılında markalar için daha da rekabetçi bir ortam yaratacağı anlamına geliyor. Euromonitor, açık bir iletişim ve optimize edilmiş kullanıcı deneyiminin, kalabalık pazarda öne çıkmak için hayati bir öncelik haline gelmesi gerektiğini vurguluyor.

SADELEŞEN KAZANACAK

Seçeneklerin fazlalığı, tüketiciler için kafa karışıklığı yaratmakta ve en iyi seçeneği bulmakta zorlanmalara sebep olmaktadır. Yapay zeka destekli pazarlama, ürünü öne çıkartırken güvenilirliğini sorgulatmakta, tüketiciler gerçek ve yanıltıcı veriler arasında seçim yaparken zorlanmaktadır. Bu ortamda, tüketiciler güvenilir markalara yönelmeyi tercih ediyor. Euromonitor, bu trendin 2025 yılında daha sade ürün ve hizmetlerin ortaya çıkmasını sağlayacağını tahmin ediyor.

Bu bağlamda, e-ticaretin büyümeye devam etmesi ve çok kanallı stratejileri benimseyen markaların rekabet avantajı elde etmesi bekleniyor.

5. TREND:

YAPAY ZEKA İLE KARAR VERME

Yapay zeka ile ilgili beklentiler zamanla değişmekte ve bu alandaki kabiliyetler giderek daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Tüketicilerin yaklaşık yüzde 40’ı, satın alma kararlarında yapay zeka önerilerine güvenmektedir. Euromonitor araştırması, profesyonellerin yüzde 41’inin geçen yıl şirketlerinin dijitalleşmeye yatırım yaptığını belirtmektedir.

Euromonitor, şirketlere yapay zeka kullanımı konusunda şeffaf olma tavsiyesinde bulunuyor. Çalışan uzmanlığı ile yapay zeka arasında doğru dengenin sağlanması gereken bir döneme girildiği vurgulanıyor.

Araştırmanın tamamına ulaşmak için:
https://go.euromonitor.com/rs/805-KOK-719/images/Euromonitor-2025ConsumerTrends.pdf

patronlardunyasi.com

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir